Siyonist Maksat Hasıl Oldu

Sitemizin Sizden gelenler köşesine Gönderilen ve duyarlı bir okurumuz tarafından kaleme alınan, son dönem olaylarını,yakın tarihimizdeki olaylardan “Mavi Marmara” hadisesi ile harmanlayarak bir takım gerçekleri göz önüne sermeye çalışan ”Maksat Hasıl Oldu” Başlıklı  yazıyı Sizlerle paylaşıyoruz(islamaktuel)

Maksat hasıl oldu!
Evet yukarıda deyimleşecek kadar galat-ı meşru hale gelen ifade Mavi Marmara olayları sonrasında başbakan yardımcısı adaş Bülent Arınç’la kucklaşırken İHH genel başkanı Bülent Yıldrım’ın ifade ettiği bir sözdür. Peki kaleme alacağımız yazı ile bu sözün ne ilgisi vardır diye soran okuyucularımız olacaktır. Yazının ana fikrini yani omurgasını oluşturan bu sözün kahramanı! Bülent Yıldırım İstanbul’da düzenlenen Mısır’da meydana gelen olayları protesto mitinginde sürekli içerisinde acıyan ve kanayan bir yarası olduğunu ve bu son yaşanılan Mısır ve Suriye’deki olaylarda sürecin hesapladıkları gibi gitmeyişinin de verdiği hezeyanla meydanda bulunan kalabalığa amigo edası ile attırılan sloganların heyecanı ile haşa! Kahrolsun İran! diye tempo tutturuken aslında yine dilinin altındaki baklayı ıslatıp içindeki marazı açığa vuruyor ve galiba bu kez “MAKSAD GERÇEKTEN HASIL OLDU”diyordur. Peki bu kulağı tırmalayan iğne yüklü sözün gerçeği ya da başka bir deyişle ifade etmek istediği anlam nedir? Şayet bu soru cevabını alırsa mitingdeki hakiakatte pekâla anlşılacaktır.
Hepimiz şöyle bir zihinlerimizi tazeleyelim. Mavi Marmara olayları sonrasında adları sonradan cisimleri gibi kaybettirilen gemiler (Defne, Özgür Gazze vs.den baahsediyorum Filistin için yola çıkan gemi sayısı 6 idi. Kaynak 1 Haziran 2009 tarihli Yeni Şafak gazetesi), hani miting meydanında Mısır şehitlerinin listesi elinde ve sayıları çok saymakla bitmez derken Mavi Marmara’da sayıları 1000’lerle ifade edilen şehit varken bu sayının sadece 9 Türk vatandaşımızın şehadetine indirgenmesi (halbuki Bülent Yıldırımı’ın sessiz ve fısıltı şeklinde ifade olunan kamuoyunda gerçek şehit sayısının görgü tanıklarına rağmen gizlenmesine karşın Konya’da katıldığı bir programda bizim dışımızda kamuoyunda konuşulanlara itibar etmeyin biz şehit sayısı 9 diyorsak öyledir demesi) yine Mavi Marmara organizasyonuna önce 34 ülkeden aktivist katıldı demesini daha sonradan sirkatini açığa vuran kıpti misali 50 ülkeden aktivist katıldı gibi daha bir sürü aklımızda canlı kalan adeta mide bulandıran ve cevap bekleyen onlarca olay sığmıştı Mavi Marmara destanına. Yine sayın Bülent Yıldırım’ın hasıl olaan maksadının izlerini kendi ifadelerinden ve yaşanan diğer gelişmelerden aramaya devam edelim.
Sıra ile:
1- Neden organizasyona katılacağı ve listelerde isimleri olduğu halde AKP milleetvekilleri katılmadı ve gemiye binmedi?
2- Mustafa Özcan gibi, miting meydanında atılan Kahrolsun İran! Sloganını her fırsatta gerek köşesinde gerek internet yazılarında gerekse de görsel basında ifade etme cüreti göstermesine rağmen İran İslam Cumhuriyeti’nin ve Hizbullah’ın bölgedeki, senin ve kendisinin asıl amacı olan BOP cilalı Büyük İsrail projesini akamete uğrattığı için kederinden ölme raddesine gelmiş yaşayan ölüyü son anda kendisi ve siz gemiye almaktan vazgeçtiniz?
3- Neden Hakan Albayrak, kardeşi Sinan Albayrak, Suriye Cihadınızın! Baş mücahidi Ramazan Kayan güvertede tertemiz mücahit gençler İsrail askerlerinin müdahelesine direnerek şehit olurken itina ile geminin en altındaki kamaralarına gizlenmişlerdi. (Kaynak: Yeni Şafak gazetesinin Sinan Albayrak’la yaptığı Mavi Marmara röportajından)
4- Neden İsrail askerleri ellerindeki özel bir liste ile gemide öldürecekleri (öldürdükleri?) müslümanları arıyor ve bu özel listeyi İsrail güvenlik ve istihbarat yetkililerine kim vermişti?
5- Belki de en can alıcı soru sen ey Bülent Yıldırım milyonların gözü önünde ve de operasyon öncesi son canlı yayında e tabi Mavi Marmara sizin şovunuz için feda edilen bir destandı ya her konakda canlı yayına bağlanıyordun; İsrail makamlarını kastederek “Ama biz böyle anlaşmamıştık” derken ümmetin bilmediği hangi anlaşmadan (ihanetten) bahsediyordun?
Sorular sorular sorular…… ve ardı arkası gelmeyen hakikat derecesinde iddialar. Evet bütün bunların özeti yazımızın başında ve başlığında da ifade ettiğimiz 2 adaşın kameralar ve mikrofonlar önünde ilk kucaklaşmasında “Maksat hasıl oldu Mîrim” söyleminin detayları yani dağarcığımızda unutmaya yüz tutmak üzere olan ağ düşmüş gerçekler. Kısaca Maksad’ın ne olduğu. Peki buradan bizim varacağımız maksad nedir. Dostlar Mavi Marmara olayını milat tutarsak; 2006 Temmuz zaferi ile köşeye iyice sıkışmış, Hizbullah’ın 33 günlük savaşta felç ettiği İsrail, yine 2008’deki 22 günlük destanlaşan direnişle Suriye’den aldığı silahlarla Hamas’ın kazandığı Gazze Savaşı ile dünyada itibarı yere çakılmış İsrail, işte tam burada ağa babalarını, efendilerini ve Siyonist dedelerini bu izolasyondan ve asıl kahredici asıl darbeyi vurmaya hazırlanırken konjonktörde İmam Humeyni (ra)’nın dediği gibi “Her Müslümanın bir Kova su döküp İsrail’i sel almasına” müsaitken imdada yetişen One Minute! Ve Mavi Marmara. Sonrası Hizbullah-Hamas-Suriye ve İran hayır ittifakı rahat durmaz dede ocağımızı İsrailimizi başımıza yıkar diye başlattığınız Arap Baharı senaryosu ile direniş eklemlerini birbirinden koparmak ve bölgede ne kadar kan gözyaşı kargaşa kaosu olursa İsrailimizin ömrünü biraz daha uzatırız diye başlatığınız Suriye-Mısır cihadı!
Eeeeeee sayın Bülent Yıldırım ve saz arkadaşları mitingde gördüklerim Nevzat Çiçek, Ahmet Varol ve Rıdvan Kaya göremediklerim ve bu meydandaki ihanetin baş aktörleri Abdurrahman Dilipak, Mustafa Özcan, Hamza Türkmen, Hakan Albayrak, Adem Özköse, Ramazan Kayan vs. Sayamadığımız diğerleri evet maksadınız adım adım işlediğiniz gaye bu idi. İran İslam Cumhuriyetinin pak ve temiz liderliğine ve O’nun değerli liderliğinde oluşan Dünya –Bölgesel anti Amerikancı ve Anti Siyonist Direniş bloğunu zayıflatmak birbirinden koparmak ve de güç yetirebilirseniz (Bi iznillah bu olmayacak ağa babalarınızla birlikte hepiniz yok olacaksınız) bu mübarek bloğu yok etmek. Evet İsrail sokaklarında İsrail basını anket yapıyor sözlerine en inandığınız lider kim? diye sorulan soruya,verilen cevap çok ilginç “Hasan Nasrullah” siz ve temsil ettiğiniz hastalıklı düşünce İsrail devlet yetkililerinin cesaret edip söyleyemediğini liderine ve hareketin temiz ismine hakaret ederek ifade ettiniz. Dünyanın pek çok coğrafyasında İmamın dünya Müslmanlarına ve mazlumlarına armağan ettiği Kudüs gününde ki bu mübarek gün Moskovada bile kutlanıyorken benim Müslüman ülkemde sözde İsrail karşıtı Bülünt Yıldırım gibi abilerimiz varken bugünle ilgili tek kutlama sözü ağızlarından çıkmamışken bu mübarek günün en meşhur sloganı İsrail’e ölüm ve Amerika’ya ölüm iken siz bu ümmetin ağzından bu sloganları çalıp yerine Kahrolsun İran! Dedirtmeye niyet ettiniz ya işte şimdi  siyonist ağa babalarınız sizi tebrik ediyor zira siz onların yapmaya cesaret edemediğine kalkıştınız. Bunu ne ABD’niz ne de Siyonist efendiniz yapamıyorken sizler bir avuç çakal çapulcu İsrail-ABD-NATO uşağı siz yapacaksınız. İşte hasıl-ı maksad bu idi.